RUSYA’NIN UKRAYNA’YI İŞGALİNDE TÜRKİYE’NİN MEKİK DİPLOMASİSİ 24 Şubat 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna toprakları üzerinde ‘‘özel askeri operasyon’’ başlığı altında işgal girişimi başlatması günümüzde pek çok aktörü etkileyerek küresel anlamda bir krize yol açmıştır. Bu noktada Türkiye jeopolitik konumu nedeniyle iki ihtilaflı ülke arasında arabulucu rolünü alarak mekik diplomasisi ile kendi çıkarları... Okumaya Devam et →
NATO’nun İşlevsizliği | Zelenski’nin Yalnızlığı
Günler önce başlayan ve Rusya'nın Ukrayna'yı etraflıca işgal planlamasını harekete geçirdiği savaş, Ukrayna'nın direnişi ile şiddetini artırarak devam ediyor. Silahlı kuvvetler açısından dünyanın en güçlü devletlerinden biri olan Rusya'nın saldırganlığına karşı Ukrayna şu ana kadar tek başına takdir toplayan bir karşı koyuşa imza attı. Son kale Kiev'de Ukrayna savunma tedbirlerini sıkı tutarken ilerleyen süreçte ne... Okumaya Devam et →
Yurtsuzların Yurdu | İsrail’in Gelişi
Yahudiler, dünya tarihinin çok büyük bir bölümünde diaspora halindeydiler. Yahudiler Avrupa'da dağınık yaşadıkları zamanların çoğunda Avrupa ülkelerinin antiseminist duygularıyla karşılaşmışlardır. Hıristiyan Avrupa vatandaşlarına nazaran Yahudiler ikinci sınıf vatandaş olma durumunda kalmışlardır. Tüm bu baskı ve zulüm Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat'a da dayanarak Yahudileri toplu bir halde belirli bir yurtta yaşama ihtiyacına itmiştir. Tevrat'ın Tekvin kitabının... Okumaya Devam et →
Sevr’den Lozan’a
Öncelikle Lozan ve Sevr Barış Antlaşmalarının ülkemiz açısından hayati farklılıkları vardır. Lozan Barış Antlaşması günümüz Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu iken, Sevr Barış Antlaşması ise Türk milletine yapılan büyük bir ihanetin belgesidir. Paris Barış Konferansı'ndan sonra 1.Dünya Savaşı'nın kazanan ve kaybeden devletleri arasında bir dizi antlaşmalar yapılmaya başlandı. Türklere tarihin eski zamanlarından beri nefret besleyen Avrupalılar, 102... Okumaya Devam et →
İkinci Dünya Savaşı’na girilseydi?
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sırasında dış politikada denge politikasını temel almış ve dış etmenler de göz önüne alınırsa kararlı duruşuyla bu yıkıcı savaşa girmekten her zaman kaçınmıştır. Elbette İkinci Dünya Savaşı süresince Türkiye'nin savaşa girmemeye yönelik eğilimi nedeniyle çeşitli politika değişikliğine gidilmiş ve ülke içinde savaşın sosyoekonomik etkileri görülmüştür. Türkiye, Mihver ve Müttefik devletlerinin ciddi... Okumaya Devam et →
Milenyum Nüfusu
Yaşadığımız yüzyılda yaşanan kıtlıkları, atıklardan meydana getirdiğimiz kirli çevreyi ve en önemlisi betonlaşma uğruna yok edilen doğayı inkar edemeyiz. Hükümetler bunlarla savaşmak uğruna ne kadar kampanya yaptıysa bile insanlarımız yaşadığı her an çevreyi kirletmeye ve diğer insani sorumluluklarını yapmamaya devam etti. Diğer bir yandan kontrolsüzce çoğalmaya da devam ettik. Özellikle üçüncü dünya ülkelerinde çok çocuklu... Okumaya Devam et →

