Kitap Adı : Birleşik Avrupa’nın Türk Öncüleri
Yazar : Kayhan Karaca
Konu : Kitap Türkiye’nin Avrupa sistemine entegrasyon sürecinin 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile değil 1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi’ne katılmasıyla başladığını anlatıyor. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin kurucu ilkelerini taşıdığı ve Avrupa’nın geleceğiyle ilgili çeşitli kararlarda Türk parlamenterler aracılığıyla katkı sağladığını arşiv çalışmaları neticesinde ortaya koyuyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin kuruluş aşamalarına katkı sağladığı ve o dönemde ortaya güçlü fikirler koyarak sahada önemli rol oynadığı yine Avrupa Konseyi kayıtları aracılığıyla okuyucuya aktarılıyor.
Kişisel yorum : Türkiye yönetim biçimi olarak cumhuriyeti tercih etmesiyle beraber Avrupa’ya uyum sağlama noktasında önemli mesafeler kaydetmiştir. Pek çok alanda inkılap yaparak Avrupa ailesinin bir parçası olmaya çalışmıştır. Avrupa Konseyi’ne girilmesiyle birlikte Avrupa’nın geleceğiyle ilgili olan planlamalarda fikir yürütmüş ve günümüzde yaratılan Avrupa Birliği’nin kuruluş sürecine katkı sağlamıştır. Demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma yolunda iyi niyetli girişimler yapan Türkiye ne yazık ki 1960 ve 1980 darbeleriyle birlikte Avrupa Konseyi tarafından gözden düşmeye başlamış, sonrasında ise günümüze kadar gelen süreçte Avrupa’ya entegrasyon çalışmaları başarısızlığa uğramıştır.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarının başlangıç döneminde Türkiye, Kopenhag kriterleri noktasında oldukça önemli mesafeler kaydetmiş dahası tam üyelik müzakerelerine başlamasına rağmen Avrupa Birliği’nin çeşitli gerekçelerle süreci manipüle etmesiyle amacına ulaşamamıştır. Günümüzde Avrupa uyumuna oldukça zıt bir politika izleyen Türkiye’nin yakın zamanda bu amacına ulaşması pek mümkün görünmemektedir.
Türkiye – Avrupa ilişkileri araştırmacıları için referans kaynağı olabilecek bir kitap. Kitapta yer alan arşivlerin okunmasıyla birlikte birleşik Avrupa fikri noktasında Türkiye’nin önemli ve değerli bir danışman olduğunu söyleyebiliriz. Sanılanın aksine taban tabana zıt olduğumuzu düşündüğümüz bu kıtanın günümüzdeki halini almasında Türkiye’nin oldukça önemli bir rolü var.


Yorum bırakın